1 Ekim 2009 Perşembe

YAPMA


Güne gülerek başlamak çok önemli bir şey. Bu sabah, Bayramdan kalan yorgunluk ve Yusufhan’ın hasta olmasından dolayı kronikleşen uykusuzluk bende uyumak istiyooruuum hali yarattı ve o şekilde işe geldim. Sabah ne yapsam da bu günü nasıl atlatsam diye düşünürken, daha birinci kattan arkadaşımın cıvıldayan sesini duydum, herkese bir şeyler anlatıyor, gülümseyip duruyordu. Sesini duymak bile insanın moralini düzeltmeye yetiyor. Onunla yaptığımız kahvaltı sonucu odaya gülümseyerek çıktım ve sabahtan beri büyük bir zevkle çalışıyorum. Sıcak bir gülüşün bu kadar enerji vermesi süper süper J. İyi ki gelmişin kız İstanbul’dan sensiz bir sene çok zordu. Varlığını özlemişim cimcimem J


Üniversitede bir arkadaşıma takılırdık, önemli olan ruh güzelliği, sen normal arkadaşlıklar kurarken bile dış görünüşe çok önem veriyorsun diye. Ama gerçekten çevresinde normal olarak arkadaşlık yaptığı kızlar bile sarışın fıstık gibi hatunlardı. Çirkinlerden uzak durur mümkünse muhatap olmazdı. “Sabah uyandığımda güzel ve sevdiğim bir yüzle uyanmalıyım ki dünya varmış deyip güne başlayayım, yoksa Allah kahretsin bu ne surat diyip uyumaya devam etmek isterim. O yüzden benim evleneceğim güzel olmalı” derdi. Hak vermiyor da değilim. Sabah nasıl uyanırsan gününe yansıyor açıkçası.

Güzellik çirkinliğe böyle girmişken şunu da söylemeden edemeyeceğim. Görecelidir sonuçta güzellik. Leyla’ya bir de Mecnun’un gözünden bakmak lazım, bu söze çok inanırım, eğer seviyorsa insan eksiklik ve çirkinlikler bir anda kaybolur ve o insan hayattaki en güzel kişi olur. Ne diyelim herkese yanında uyandığında mutlu olacağı iyi ki evlenmişim diyebileceği kısmetler nasip etsin, bulanları da mesut etsin, ayırmasın.

Not: Bu iyileşmeme bir türlü dikiş tutturamayan bakıcılar ve Yusufhan’ın gelen bakıcılara olan tavrının ardından bu gün ilk defa yeni gelen bakıcımızla yalnız başına bırakıp çıktım. Ben çıkarken oynuyorlardı, sonrasında biraz beni arayıp mızmızlansa da durum düzelmiş ve oğluşum mışıl mışıl uyumuş. Bu teyzemiz çok iyi, Yusufhan’dan önce iki ailenin daha çocuğuna bakmış. Son ayrıldığı yerde 3 sene çalışmış ve baktığı kız sürekli arayıp anne seni özledim diyor. İnşallah oğluşum alışır da artık eski düzenimize döner mutlu mesut yaşarız.

Gaziantep deyince akla gelen yemeklerden biri de içli köftedir. Antepliler içli köftenin yanında biraz da yapma yaparlar, eti sevmeyenler için, birlikte yemeye. Benim kurtarıcı yemeğimdir aslında canım sıkılıpta hamur yoğurma isteğim depreştiğinde hem evde güzel bir yemek olmuş oluyor, hem de ben deşarj olmuş oluyorum. İçli köftenin zorluğunun yanında yapma yapmak bana hep çok kolay ve pratik gelmiştir. Annemde acil durum yemeği olarak görüyor olacak ki, dün gittiğimizde çorbanın yanında hemen yapma kızartmıştı.

Bu kadar anlattıktan sonra tarifine de geçebiliriz sanırım. Ana malzemeler aynı olsa da içindeki tatlandırıcılar kişiden kişiye değişiyor. Ben kendi zevkime göre olanı anlatayım, değişiklik yapmak isteyenlere alternatif olarak koyabileceklerini de söylerim. Sonuçta zevkler farklıdır.

Malzemeler

2 su bardağı ince bulgur ( namı diyar simit)
2 orta boy patates
1 orta boy soğan
1 çay bardağı irmik
1 yumurta
Tuz, karabiber, kırmızıbiber.

(Biraz daha lezzet katmak için 100gr kadar da yağsız kıyma ekleyebilirsiniz)

Hazırlanışı:

Patatesleri soyun ve iri iri doğrayıp biraz tuzla haşlayın, patatesler haşlandıktan sonra
Ayrı bir kapta ince bulgur, sıcak patatesler ve çok az patates suyu karıştırın ve bulgurun şişip yumuşaması için ağzı kapatılarak soğumaya bırakın.

Bu arada soğanlar ince ince kıyıp gerekirse rondodan geçirin. Büyük parçalar yapmanın içinde hoş görünmüyor, ve yapmanın çatlamasını sebep oluyor., yumuşamış bulgur karışımının içine kıyılmış soğan, yumurta, irmik, tuz, karabiber ve kırmızı biberi ekleyin. İyice yoğurun, yoğurun ve bütün sıkıntılarınızı sinirinizi oluşturduğunuz hamura verin J

Daha sonra ceviz büyüklüğünde toplar alıp onları elinizle bastırarak yuvarlak daireler oluşturmaya çalışın, dikkat etmeniz gereken bunların pürüzsüz olması, kızartırken çatlamaması için. Veya kolaydan merdaneyle açıp bir bıçak yardımıyla istediğiniz şekli verseniz de olur. Sonrasında kızgın yağda kızartıp afiyetle yiyebilirsiniz.

Nım nım yanında çayla da çook güzel olur. Şimdiden afiyet olsun.




4 yorum:

  1. AH AH ÇOK DENEDİM AMA BECEREMEDİM,ANTEPLİ OLMAK ANADAN ÖĞRENMEK GEREKİYOR HERHALDE.BİR DE SENDEN DENEYEYİM EVDEKİLER BIKTI.HAZIR ALIP YESEK DAHA UCUZA GELECEK DİYORLAR.

    YanıtlaSil
  2. umarım bu seferki tutar, aslında kolay bir yemektir. eğer kızartırken dağılırsa una bulayabilirsiniz, o dağılmasını engeller.

    YanıtlaSil
  3. merhaba blog arkadaşım :) gecen sene bir arkadaşıma çat kapı gittiğimde bana buzluktan haşlama içli köfte çıkarmış haşlayıp,soslayıp bana ikram etmişti,nefisti :)ilk defa yemiştim ve çok beğenmiştim eğer biliyorsan birgün sayfanda tarifini ve yapılışını görmek dileğiyle mutlu kal :)

    YanıtlaSil
  4. merhaba, Prensen Ece,

    ben genelde kızarmışını yaparım, ama aynı yöntem bildiğim kadarıyla, benimde evimde olur hep buzlukta kurtarıcı olarak. kızgın yağda buzları çözğlmeden atıp kızartıyorumi hem çayın yanında iyi oluyor, hemde yemek olarak. bundan sonraki tarifim o olsun ozaman. umarım beğenirsin.

    YanıtlaSil